#canlıbahıs sıtelerı , Harika Lig’de Yabancı Sınırlaması TFF Tembelliği Yüzünden

Hüseyin ÖZKÖK – AJANSSPOR

Türk futbolunda en çok tartışma yaratan hususların başında yabancı oyuncu kısıtlamaları geliyor. Bilhassa Harika Lig’de son birkaç dönemdir tekrar uygulanmaya başlayan + kuralı teknik yöneticilerin saha içi planlarını önemli biçimde etkiliyor. Şu anda uygulanan 8+3 kuralının değişmesi ile ilgili olarak Kulüpler Birliği ile TFF ortasında görüşmeler sürerken şimdi bir mutabakat sağlanabilmiş değil. TFF’nin bu mevzuda kulüplerin teknik yöneticileri ile de bir fikir alıverişi yapacağı söyleniyor.

Bir sefer daha kuraldan çark edildi

TFF bu dönem başında 7+4 kuralına geçmeyip 8+3’ün devamına karar vermişti. Ayrıyeten 01.01.2001 ve sonrasında doğmuş olması kuralıyla U14 ulusal kadrosu dâhil olmak üzere ülkesinin ulusal kadrolarında en az 10 karşılaşmada oynamış 3 oyuncunun 14 yabancıya ek olarak takımda bulundurmalarının yolunu açmıştı.

TFF buna daha sonra bir ekleme daha yaparak kulüplere biraz daha esneklik sağlamış ve 21 yaş altı yabancı oyuncuların ülkelerinin U21 yahut A Ulusal ekiplerde toplamda 3 kez oynamış olmaları yahut FIFA’nın 23.06.2022 tarihinde ilan ettiği dünya sıralaması listesinde birinci 20 sırada bulunan ülke federasyonlarının en üst yahut bir alt liglerinde toplamda 25 maçtan fazla müddet almış olmaları halinde transfer edilebileceklerinin kararını vermişti. Son zelzele felaketi sonrasındaysa ligden çekilen ekiplerden ayrılan azamî 2 yabancı oyuncunun yerli statüsünde oynayabileceği de karara bağlandı.

Dalic gerçeği yüzümüze çarptı

Süper Lig’de takımlarda toplamda 18 yabancı oyuncu bulundurabilme imkânı olsa da yeniden de 8+3 kuralı teknik yöneticileri en çok zorlayan durum. O denli ki bazen yerli bir oyuncunun konumunda oynayan bir yabancıyı oyuna alabilmek için onu evvel bir yabancı oyuncuyla değiştirip yerliyi de yerliyle değiştirmek zorunda kalabiliyorlar. Bu da en çok şikâyet edilen mevzuların başında geliyor.

Nüfus yoğunluğuna bakıldığında Türkiye topraklarında gereğince oyuncu yetişmediği bir gerçek. Bu gerçeği de Hırvatistan Teknik Yöneticisi Zlatko Dalic, ulusal maç öncesi basın toplantısında iki ülke ortasındaki farkı ortaya koyarak adeta yüzümüze çarptı. Lakin uzun yıllardan beri çok sefer belirttiğim bir gerçek var.

Baş sorumlusu TFF yönetimleridir

Yeterince oyuncu yetişmemesinin baş sorumlusu şu andaki ve geçmişteki tüm TFF idareleridir. Zira federasyonlar ülke futbolunun işvereni olarak oyuncu yetiştirilmesi için gerekli tertibi yapmak zorundadır. Bu bağlamda TFF’nin daima yabancı kısıtlamalarına sarılması ve son olarak da Harika Lig kulüplerine akademi kurma mecburiliği getirmesi sorumluluğu diğerlerine atmaktır. Ayrıyeten yurt dışında yetişen oyuncuların Türkiye’de yetişmiş üzere sınırsız forma giyebilmeleri, TFF’yi bu bağlamda “tembelliğe” yöneltti. Adeta “Almanya ve başka ülkeler nasıl olsa bizim için yetiştiriyor” niyeti hakim oldu.

En üst ligler gösteri sahneleridir

Ülkelerin en üst seviye ligleri büsbütün futbol seyircisinin ve sponsorların finanse ettiği liglerdir. Hasebiyle seyirci ve sponsor verdiği paranın karşılığını en üst seviye futbol ve futbolcuyla almak ister. Yani en üst ligler oyuncu yetiştirme yahut geliştirme platformları değildir. Oralara yetişmiş ve gelişimini tamamlamış oyuncular gelir. Zati yerli oyuncu da gereğince düzgünse çok daha az maliyetli olduğu için yabancı oyuncunun yerine tercih edilecektir.

Parasını bizim ödediğimiz Muhteşem Lig’in oyuncu yetiştirme denemelerinin yapıldığı bir lig olmasına neden katlanmak zorunda kalalım ki? Premier Lig İngiliz oyuncularla mı dünyanın 1 numaralı ligi haline geldi? Hayır. Zira orası tam bir gösteri sahnesi ve oradaki aktörlerin parasını seyirciler ödüyor ve milliyetine bakılmaksızın en güzelini görmek istiyor. Ancak öteki yandan İngiliz Futbol Federasyonu alt tarafta yaptığı çalışmalarla bugün İngiliz Ulusal Takımı’nın tekrar savlı bir grup olmasını sağladı.

TFF, yetiştirmek için alt ligleri kullansın

TFF de şayet çok istiyorsa 1. Lig’den itibaren yabancı oyuncuya müsaade vermesin bu biçimde daha fazla oyuncu yetişmesine ve gelişimine katkıda bulunur kanaatindeyim. Kısaca Üstün Lig’in Türk futboluna oyuncu yetiştirmek üzere bir misyonu yoktur.

Diğer yandan Üstün Lig kulüplerine akademi kurma zaruriliği getirmek bence kabul edilemez bir durumdur. Akademi kurmak masraflı bir iştir ve hiçbir kulüp buna zorlanamaz. Tahminen o kulüp scouting sistemi ile oyuncu bulup onu geliştirip futbola kazandıracak. İsteyen kulüp kendi imkanları ölçüsünde doğal ki akademi kurabilir. Lakin asıl akademi kurması gereken kurum TFF’dir.

Benim kendilerine tavsiyem Frankfurt’ta geçen yıl Almanya Futbol Federasyonu tarafından açılan dev akademinin kuruluşunda hisse sahibi olan Stefan Kuntz’a bu mevzuyu sormalarıdır.