İngiltere eski Başbakanı Liz Truss, Çin’in siyasi ve ekonomik tehditlerine karşı yalnızca BM Güvenlik Konseyi ya da Dünya Ticaret Örgütü’ne bel bağlamanın mümkün olmadığını ve bu tehditlere yanıt vermek için özgür ülkelerden oluşan bir ekonomik…
İngiltere eski Başbakanı Liz Truss, Çin’in siyasi ve ekonomik tehditlerine karşı yalnızca BM Güvenlik Konseyi ya da Dünya Ticaret Örgütü’ne bel bağlamanın mümkün olmadığını ve bu tehditlere yanıt vermek için özgür ülkelerden oluşan bir ekonomik…
Eski İngiltere Başkanı Liz Truss, Çin’in teknolojik korumacılığı, askeri büyümesi ve kurduğu ittifaklarla Batı’yı yeni bir soğuk savaşa zorladığını belirterek, Batı’nın buna karşı yeni savunma ağları ve ekonomik ittifaklar oluşturması gerektiğini ileri sürdü.
Truss, Çin ile egemenlik ihtilafındaki Tayvan’ı ziyaretinde, Ada’daki hükümetin finanse ettiği düşünce kuruluşu Prospect Vakfı’nın düzenlediği panelde konuştu.
Çin’in siyasi ve ekonomik tehditlerine karşı yalnızca Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyine veya Dünya Ticaret Örgütü’ne bel bağlamanın mümkün olmadığını vurgulayan Liz Truss, “Çin’e yanıt vermek için özgür ülkelerden oluşan bir ağa, bir ekonomik NATO’ya ihtiyacımız var” dedi.
Bazılarının yeni bir soğuk savaş istemediklerini dile getirdiklerini, ancak bu konuda seçim şansının olmadığını söyleyen Truss, “Çin, biz ekonomik bağları kesmek istemesek de şimdiden teknoloji alanında kendine yeterlilik çabası başlatmış durumda. Halihazırda özgür dünyanın çöküşünü görmek isteyen ülkelerle ittifak içindeler. Onlar kendi stratejik tercihlerini yaptılar. Bizim yapacağımız tek tercih bunu onaylayıp ödün vermek ile çatışmayı önleyecek tedbirler almak arasında” ifadelerini kullandı.
Truss, Çin’in donanmasını giderek büyüttüğüne, sulh döneminin en büyük askeri yapılanmasına giriştiğine işaret ederek, “Sert güç olmadan anlamlı bir caydırıcılık olabilirmiş gibi yapamayız. Eğer Güney Çin Denizi’nde çatışmayı önlemek istiyorsak savunma işbirliği konusunda ciddi davranmalıyız” değerlendirmesini yaptı.
Bu hafta sonu Japonya’nın Hiroşima kentinde bir araya gelecek G-7 liderlerine Çin’in ekonomik baskılarına karşı eşgüdüm içinde hareket etme çağrısı yapan Truss, Tayvan’ın Kapsamlı İlerici Trans-Pasifik Ortaklığına katılımının sağlanması, Pekin’in başvurusunun ise reddedilmesi gerektiğini savundu.
Çin’den tepki
Çin ise Truss’ın ziyareti nedeniyle Tayvan’da iktidardaki Demokratik İleri Parti (DPP) hükümetini eleştirdi.
Devlet Konseyinin Tayvan İşleri Ofisi Sözcüsü Ma Şiaoguang, “DPP otoriteleri, bağımsızlık iddialarına dış destek bulmak için, Tayvan halkının ödediği vergilerle, fiyaskoyla görevden ayrılmış bazı Çin karşıtı politikacılara rüşvet veriyor” dedi.
Ma, Tayvan hükümetinin zorlamayı ve meydan okumayı sürdürmesi halinde Çin’in ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmak üzere “kararlı tedbirler alacağını” ifade etti.
Tayvan Savunma Bakanlığı, Truss’ın Ada’yı ziyareti öncesinde Çin’e ait 25 askeri hava aracı ve 5 geminin Ada çevresinde görüldüğünü, hava araçlarından Tayvan’ın “Hava Savunma Tanımlama Bölgesi” (ADIZ) ilan ettiği sahada uçtuğunu bildirmişti.
5 günlük ziyaret için Ada’ya gelen Truss, Margaret Thatcher’ın 1990’lardaki ziyaretlerinden bu yana Ada’ya giden ilk eski İngiltere Başbakanı olmuştu.
Truss’ın ziyaretinde, Tayvan lideri Tsai Ing-wen ve diğer yetkililerle görüşmesi, iş çevreleriyle buluşması bekleniyor.
Tayvan, 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip
Çin’in topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasında iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık hala devam ediyor.
Pekin, “tek Çin” ilkesini vurgulayarak Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkileri kesmesini şart koşuyor.