2024 ABD Başkanlık yarışına hazırlanan Donald Trump, neredeyse 400 milyon nüfusa sahip olan ABD’de bu kez hemen herkese dokunmayı amaçlıyor. Aynı zamanda, kendisine yaygın medya tarafından uygulanan ayrımcılığı da örnekleriyle gözler önüne seriyor.
2024 ABD Başkanlık yarışına hazırlanan Donald Trump, neredeyse 400 milyon nüfusa sahip olan ABD’de bu kez hemen herkese dokunmayı amaçlıyor. Aynı zamanda, kendisine yaygın medya tarafından uygulanan ayrımcılığı da örnekleriyle gözler önüne seriyor.
Feramuz Erdin yazdı
Siyaset ve bürokraside hiç görev almamasına rağmen iş dünyasından doğrudan ABD Başkanı seçilen Donald Trump, bir soru üzerine, “ben Manhattan emlakçılarını çok sahtekar olarak biliyordum, gördüm ki siyasetin içindekiler onlara rahmet okutacak seviyede yalancı ve hilekarlar” demişti.
Trump bu kez, medyanın kendisine uyguladığı ön yargılı, ayrımcı ve hatta aşağılayıcı tutumu doğrudan halka anlatmayı hedef seçmiş.
KONUŞMA METNİ AYNI, TEPKİLER ÇOK FARKLI
Örneğin, First Lady’ler olarak Michelle Obama ve Melanie Trump’ın değişik zamanlarda çocukların geleceği ile yaptığı konuşmaların bir karşılaştırmasını vermiş. Michelle Obama konuşmasının içeriği nedeniyle medyada adeta kutsanırken, Trump’ın eşi Melanie bu konudaki vizyonsuzluğu nedeniyle kıyasıya eleştirilmiş.
Oysaki her ikisinin de okudukları metin kelimesi kelimesine aynı!
BIDEN’IN DONDURMA TERCİHİ
Donald Trump yine bir TV programında kendisini sıkıştırmaya çalışan muhabirin, ABD Başkanı Joe Biden’a benzer sorular sormak yerine, yediği dondurmanın neli olduğunu sorduğunu hatırlattı. Muhabirin bunun ayrımcılık olduğunu kabul etmemesi üzerine de programı yarıda bırakarak stüdyoyu terk etti.
SOSYAL MEDYADA İYİLİK RÜZGÂRI
Medyada hak ettiği ilgiyi göremediğine inanan Trump’ın seçim kampanyasının bu kez insanlara birebir dokunmayı hedeflediği görülüyor. Bunların, o kişiler tarafından sosyal medya üzerinden paylaşılması, ABD halkının Trump’ın bir diğer yüzünü görmesine de neden oluyor.
Oysaki Elon Musk tarafından satın alınmadan önce sosyal medya platformu Twitter bile herhangi bir yargı kararına dayanmaksızın, o zaman hala ABD Başkanı olan Trump’ın hesabını kapatmıştı!
Gündeme düşen paylaşımlara göre Trump, hastanede tedavi görenlere “geçmiş olsun” dileklerini içeren e postalar gönderiyor. Cenazesi olanların evine ise Trump tarafından çiçekler gönderiliyor. Bir başka kişi ise Trump’a olan 15 bin dolar borcunun silindiğini ifade ediyor. Hiçbir siyasi görüşü desteklememesine ve torpili olmamasına rağmen kızının Trump döneminde Beyaz Saray’da işe girdiğini yazan da mevcut.
DEPREMZEDELER NE DÜŞÜNDÜ?
Trump aslında ilk önce Refah Partisi’nin daha sonra da AKP’nin yıllardır tavizsiz bir şekilde uyguladığı bir yöntemi daha yeni keşfetmiş görünüyor: Halkla bire bir temas seni her zaman bir adım önde tutar!
Burada sadece seçim zamanında kapıda beliren bir iki partiliden bahsetmiyoruz. İnsanlara bir şekilde sürekli dokunan, çözüm ve çare üreten, onları önemseyen bir politikanın yıllardır sürdürülmesi AKP’nin başarısının temelini oluşturmuştu. Zaman içinde yaşanan dejenerasyona rağmen bu çizgi korunmaya çalışıldı.
Bugün hala ailesinde hastası, engelli bireyi ve hatta cenazesi olan kişiler bir takım imkânlara kolaylıkla ve bazen sembolik bir ücret ödeyerek ulaşabiliyor.
Valiyi, Kaymakamı rüyasında bile göremeyecek olan vatandaş Valiyi sırtında kapısına kömür taşır halde görünce doğal olarak bunu sağlayan iradeye minnet duyuyor. Bu olguyu “bedava kömür seviciliği” seviyesine düşürmek konuyu hiç anlamamış olmak demektir. Ayrıca halkta kırgınlık yaratır.
Muhtemelen depremzedeler de bu düşünce ile AKP’ye oy verdiler. Ama gelinen noktada adeta hunharca eleştirildiler. Oysaki depremde yardıma muhtaç olmak, belki uzun yıllara uzanan hataların sonucu olabilirdi ama asla onların kişisel tercihi değildi! Zaten bu haldeyken konuşulacak mevzu da bu değildi.
İNCE’NİN %8 SIRRI
Muharrem İnce CHP tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterildiğinde bir ilke imza atarak tüm gençlere mektup göndermişti. İşte o mektup, İnce’ye tam 5 yıl sonra yarışa %8 önde başlama şansı verdi!
İnce’nin çeşitli sebeplerle bu fırsatı değerlendirememesi ve kariyerinde çalkantı yaşaması ise kendi sorunudur.
Çünkü siyaset esasında halka, ihtiyaç olan ve beğeneceği bir ürünü satmakla aynıdır. Elinizdeki ürün iyi değilse veya kendinizi ifade edip iyi bir ürünü kabullendiremiyorsanız hata halkta değil, sizdedir!
patronlardunyasi.com