En sık görülen kadınsal hastalıklar arasında yer alan polikistik over sendromu özellikle ergenlik ve erişkinlik dönemindeki genç kızlarda görülebiliyor ve…
En sık görülen kadınsal hastalıklar arasında yer alan polikistik over sendromu özellikle ergenlik ve erişkinlik dönemindeki genç kızlarda görülebiliyor ve…
Polikistik over sendromu günümüzde kadınların en sık karşılaştığı hormonal bozukluk olan hastalıklardan biri. Adet görememe ya da uzun aralıklarla adet görme gibi düzensizliklerle ortaya çıkan polikistik over tedavi edilebilir bir hastalık. Polikistik over sendromunda, kanda androjen adı verilen erkeklik hormonlarının artışına bağlı olarak ciltte sivilcelenme, yağlanma, saç dökülmesi ve tüylenme gibi belirtiler oluşuyor. İşte polikistik over sendromu hakkında her şey…
Polikistik over sendromunun belirtileri neler?
Polikistik over sendromu yumurtlama bozukluğu ve kanda androjen seviyesinin artışıyla belirtilerini verir. Özellikle yumurtlama bozukluğu sonucunda uzun aralıklarla veya bir süre hiç adet olmama şeklinde de kendini gösterebilir.
Kanda androjenlerin arttığını belli eden durumlar arasında erkek tipi tüylenme, saç dökülmesi ve sivilcelenme şeklinde kendini gösterebilir. Ayrıca insülin (şeker) metabolizmasını da bozduğu için özellikle göbek etrafında kilo artışı gözlemlenmektedir. Polikistik over sendromunun belirtileri ise şöyledir;
İnsilüne karşı direnç
Kiloda artış
Saç dökülmesi
Tüylenme
Sivilce
Yüz bölgesinde yağlanma
İltihap
Düzensiz adet
Cildin kararması
Baş ağrısı
Kısırlık
Depresyon
Polikistik over sendromu en sık görülen endokrin bozuklukları arasında yer almaktadır. Yaklaşık her 10 kadından 1’inde görülmektedir. Polikistik over sendromu, ergenlik ve genç erişkinlik dönemdeki genç kızlarda da görülebilen bir durumdur.
Özellikle kilolu, adet görme şikayeti olan, yüzünde sivilceleri ve cildinde yağlanma olan bir genç kızda mutlaka polikistik over sendroumu araştırılmalıdır. Daha çok kilolu ve erkek tipi tüylenmesi olan hastalarda görülmektedir.
Adet düzensizliği ile başvuran her genç kızda da polikistik over sendromu olmayabilir. Genç kızlar ilk adet görmeye başladıkları yıllarda adetleri fizyolojik olarak da düzensiz olabilir.
Üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde önemli olan beyin ve yumurtalık arasındaki akslar ergenlik döneminde tam olarak oturmadığı için yaşanan kimi adet düzensizlikleri normal kabul edilebilmektedir.
Polikistik over sendromu için genellikle hormon ve tam kan sayımı testleri verilmektedir. Kandaki androjen hormonlarının seviyesi ile FSH ve LH adlı hormonların seviyelerinin tespiti polikistik over sendromu tanısı konmasında oldukça önemlidir. Bunların yanı sıra ultrasonografiyle yumurtalıkların polikistik yapısının gösterilmesi tanı koydurucudur.
Polikistik over tedavisi nasıl olur?
Fiziki muayene sonrasında üreme sisteminde herhangi bir problem olup olmadığı gözlemlenir. Kan testinde çıkan hormonsal bozukluklara göre doğum kontrol hapları veya adet düzenleyici ilaçlar önerilebilir. Eğer polikistik overe bağlı gelişen farklı hastalıklar varsa hekim tarafından farklı bir tedavi yöntemi de uygulanabilir.
Polikistik over, uzun süre tedavi edilmezse bu sendroma bağlı farklı hastalıklara da neden olabilir. Polikistik over sendromu hastalarında doğrudan görülen soruların başında yumurtalama bozukluklarına bağlı olarak hamile kalamama gelmektedir.
Ayrıca hastalarda şeker ve yağ metabolizmasının bozulmasına bağlı olarak Tip 2 diyabet, kolesterol yüksekliği ve obezite gibi durumlar da ortaya çıkabilmektedir. Vücutta androjenlerin fazlalığı saç dökülmesi, erkek tipi tüylenme, ciltte yağlanma ve sivilcelenme gibi dermatolojik sorunlara da yol açabilmektedir. Bu nedenlerle polikistik over sendromunun tedavisinde, bu durumların tamamı göz önünde bulundurularak kapsayıcı bir tedavi ele alınmaktadır.
İlaç tedavisi uygulaması temelde vücuttaki hormon dengesinin sağlanması ile yağ ve şeker metabolizmasının dengelenmesi amacıyla uygulanmaktadır. Bu esnada hastanın da uygun diyet ve fiziksel aktiviteyle tedavi sürecini desteklemesi oldukça önemlidir.
Yumurtalama fonksiyonu bozulmuş olan kimi hastalarda bu fonksiyonun tekrar yerine getirilebilmesi için laparoskopik (kapalı) yöntemlerle yumurtalıklara yönelik cerrahi girişimlerde de bulunulabilmektedir.