Arıların dünyası , kovanlarının içindeki yaşamları her yönüyle sıradışı ve büyüleyici. Matematik zekalarından tutun da üremelerine, taht devirlerine kadar…
Arıların dünyası , kovanlarının içindeki yaşamları her yönüyle sıradışı ve büyüleyici. Matematik zekalarından tutun da üremelerine, taht devirlerine kadar…
Arılar küçük beyinlerine rağmen gösterdikleri zekaları, çalışkanlıkları ve bal üretimleri ile doğanın en özel canlıları. Arıların gizemlerinden birisi de matematiksel becerileri olmuştur. Dünyada bizden daha eski olan arılar, doğanın en değerli halkası. Arılar olmasa masamızda olan ekmekten domatese, patatesten elmaya kadar hiç bir yiyecek olmazdı. O yüzdendir ki arılar yok olması kıyametin ve insanlığın sonu olarak görülür. Peki bir arının ömrü ne kadar, o ömürde bir arı ne kadar bal yapar, neden petekleri altıgen olarak tasarlar biliyor musunuz? O gördüğünüz kovanların içinde büyülü bir dünyaları var. Çiftleşmeleri de taht darbeleri de sıradışı. Arıların sırları sizi büyüleyecek:
Önce arıların matematik zekasının en önemli unsuru olan petekleriyle başlayalım. Arıların petekleri yuvarlak, kare değil de neden altıgendir biliyor musunuz? Aslında yuvarlak köşesiz bir ev inşa etmek altıgen inşa etmekten çok daha kolaydır. Örneğin kuşların yuvaları da bu sebeple daireseldir. Peki arılar neden kolay yolu seçmemiz dersiniz… Onların petekleri altıgen çünkü, altıgen en az balmumu harcayarak en sıkı paketin yapılmasının en verimli yoludur. Buna matematikte bal peteği sanısı adı verilir. Arıların peteklerinin altıgen yapısı için İskenderiyeli Pappu “ilahi bir simetri duygusuna sahipler” demiştir.
Önce arıların matematik zekasının en önemli unsuru olan petekleriyle başlayalım. Arıların petekleri yuvarlak, kare değil de neden altıgendir biliyor musunuz? Aslında yuvarlak köşesiz bir ev inşa etmek altıgen inşa etmekten çok daha kolaydır. Örneğin kuşların yuvaları da bu sebeple daireseldir. Peki arılar neden kolay yolu seçmemiz dersiniz… Onların petekleri altıgen çünkü, altıgen en az balmumu harcayarak en sıkı paketin yapılmasının en verimli yoludur. Buna matematikte bal peteği sanısı adı verilir. Arıların peteklerinin altıgen yapısı için İskenderiyeli Pappu “ilahi bir simetri duygusuna sahipler” demiştir.
Bakıcı arıların salgıladığı “arı sütü” ile beslenen larvaların kraliçe arıya dönüştüğü, çiçektozu ve bal karışımı (“arı yemi”) ile beslenenlerin ise işçi arı olarak geliştiği biliniyordu. Birçok araştırmacı arı sütünde bulunan maddelerin kraliçe arı gelişiminde rol oynadığını düşünüyordu. Yeni bir çalışmada ise işçi arıların beslendiği arı yeminin içindeki bitkisel RNAların, özellikle de mikroRNAların* (miRNA) işçi arıların gelişimini kontrol ettiği ve gelişimlerinde gecikmelere sebep olduğu görüldü.
Kraliçe arının çiftleşmesi
Kraliçe arı bir koloniyi ayakta tutan en önemli canlıdır. Kraliçe arının yumurta atması için daha öncesinden bir erkek arı ile çiftleşmesi gerekmektedir. Çiftleşen kraliçe arı ise ortalama 4-5 yıl yumurta atmaktadır. Kraliçe arı bir arı kovanının annesidir eğer anne yoksa yavruları dağılır ve söner gider. İşçi arılar kraliçe arının kovan içindeki etkinliğine bağlı olarak çalışırlar. Eğer kraliçe arı kovan içinde hareketli ve verimli ise diğer işçi arılarda ona bakarak daha fazla çalışır ve doğadan daha fazla bal ve yiyecek getirmeye çalışır.
Kovan içerisinde kraliçe arı yaşlı ve yumurta atmıyorsa işçi arılar yeni ana arının oluşması için çalışmalara başlarlar. İşçi arılar yine eski kraliçe arının atmış olduğu yumurtalardan herhangi birisine özel ilgi ve yoğun arı sütü ile beslediği zaman o gözdeki işçi arı daha büyük ve geniş olmaktadır. Bu şekilde olan arı ise doğduğu zaman kraliçe arı olmaktadır.
Yeni bir kraliçe arı ortaya çıktığında erkek arılar onunla çiftleşmek için peşine düşerler. Ortalama 10-15 erkek arı kıyasıya yarış yaparak en güçlü ve hızlı olan erkek arı bu kraliçe arı ile çiftleşir. Çiftleşmeden dönen kraliçe arı kovan önünü gelip erkek arının penisini çıkardıktan sonra kovanın içine girer. Ortalama 2-3 yıl çok verimli bir şekilde yumurta atar. 5 yıldan sonra ise o da eski ve yaşlı bir kraliçe arı olarak görülmeye başlar. Haliyle de kovanda taht değişimi vakti gelmiş demektir.