Bloomberg HT yayına katılan Sanko Enerji Grubu CEO’su Hakan Yıldırım, enerji dünyası önümüzdeki senelerde rüzgar, güneş, batarya ve hidrojen olmak üzere dört ana kolun etrafında şekilleneceğini söyledi.
Bloomberg HT yayına katılan Sanko Enerji Grubu CEO’su Hakan Yıldırım, enerji dünyası önümüzdeki senelerde rüzgar, güneş, batarya ve hidrojen olmak üzere dört ana kolun etrafında şekilleneceğini söyledi.
Enerji sektöründe son 20 senede bir dönüşüm olduğunu dile getiren Sanko Enerji Grubu CEO’su Hakan Yıldırım, bu 20 yılda farklı teknolojilerin denediğini, özellikle rüzgar ve güneş enerjisi büyük ölçekli tedarik zinciri oluşturabildi ve ön plana çıktığını belirtti.
Bloomberg HT yayına katılan Sanko Enerji Grubu CEO’su Hakan Yıldırım enerji sektörüne ilişkin özetle şu değerlendirmelerde bulundu:
“Daha fazla rüzgar ve güneş santrali devreye girdikçe bu bizim başka bir ihtiyacımızı ortaya çıkardı, elektriği depolamamız gerektiğini gördük. Ben inanıyorum ki 5-10 sene içinde elektrik depolama maliyetleri ciddi şekilde aşağı inecektir.
Rüzgar ve güneşte Dünya’da 8400 GigaWatlık bir kurulu güç var, Türkiye’de 105 GigaWatt var. Bunun bini (1000) güneş, 900’ü rüzgar yani toplam 1900 yani Dünya’daki kurulu gücün yüzde 20’sini rüzgar ve güneş oluşturuyor. Türkiye’de de bu böyle yani yaklaşık yüzde 20’si. Bundan sonra yapılacak yatırımlarda genelde bu alana yapılacak yani yenilenebilir tarafa.
Enerji dünyası önümüzdeki senelerde şöyle şekillenecek, rüzgar, güneş, batarya ve hidrojen yani bu dört ana kolun etrafında sektör şekillenecek.
Türkiye kapasite geliştiren beş ülkeden biri
Türkiye’nin enerjide performansının çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Türkiye yeni trendleri okuyan ve zamanında aksiyon alarak kapasite geliştiren dünyadaki bence en iyi 5 Ülke arasındayiz. Türkiye rüzgarda 11 bin Megawatta gelmiş bugün ve yüzde 55 yerli imalat söz konusu, yüzde 70 ihracat var. Güneşte de 10 bin megawattlık bir kapasite var ve burada da çok ciddi bir ekosistem kurulmuş durumda.
Bugün 1 megawatt bir rüzgar kurmak istiyorsanız, 1 megawattlık da batarya kurmayı taahüt etmeniz lazım. Bugünkü rakamlarla bu çok fizibıl değil çünkü zaten emtia fiyatları arttı, Avrupa’da ciddi bir enflasyon var, rüzgar tribünlerinin maliyeti arttı, faizler arttı. Şimdi zaten rüzgar kendi çapında maliyetli bir de üstüne bataryayı yükümlülük olarak koyduğunuz zaman bu projenin fizibilitesi problemli oluyor.
Hidrojende de prototip projeler var, Hidrojende henüz Ar-Ge tarafındayız, Üniversite-Sanayi işbirliği ile birçok projenin yapıldığını görüyoruz.
Türkiye’de jeotermalde ise 600 megawatt ekonomik fizibıl potansiyel var denirdi, bugün ise Türkiye’de 1700 megawatt jeotermal kurulu gücü var ve Dünya’nın en büyük 4. kurulu kapasitesindeyiz. YEKDEM fiyatları açıklandı ve jeotermale verilen fiyatın yeterli olduğunu düşünüyorum. Dolayısyla jeotermal her sene 250 megawatt artabilir.
“Rüzgarda kapasite artışı yapacağız”
Biz yüzde yüz yenilenebilir enerji yatırımı yapıyoruz, 1000 (bin) megawatt kurulu gücümüz var, Yılda 3 milyar kilowatt saate yakın elektrik üretiyoruz ve Türkiye’nin ve dünyanın sürdürülebilirliğine katkı koyduğumuzu düşüüyoruz. 50 magawatt’lık bir hybrit santral yatırımımız var, bunun 15 megawattı tamamlandı, 35 magawattı da Ağustos ayında devreye giriyor. Rüzgar santrallerimizde kapasite artışı yapacağız.
Yıldırım, sektörde kapasite yaratılamsı ve mevzuatların biraz daha yumuşatılması gerektiğini de sözlerine ekledi.